sHR. Agile çalışıyor!
Bir önceki yazımızda yazılım dünyasının hızlı değişiminden ve bu hızlı değişim karşısında kullanılan metodolojilerden bahsetmiştik. Yazılımın mutfağından gelip bilgi ve birikimimizi “işe alım” alanında uygulayan bir firma olarak değişimlere bizim de en iyi şekilde ayak uydurmamız gerektiğinden Agile’a geçmeyi ve ihtiyaçlarımıza en iyi şekilde cevap vermeyi amaçladık. Ağırlıklı olarak yazılım dünyasında kullanılan Agile’ı, sHR’ın yapısına ve çalışma şekline uygun bir şekilde uygulamaya başladık.
Günümüzde yazılım sektörü dışında da kullanılmaya devam eden Agile, firmaların daha iyi karar almalarına ve verimliliklerini arttırmalarına yardım ediyor. Reklam ve pazarlama, insan kaynakları, ürün geliştirme, finans gibi birçok sektörde, Agile’ı uygulayan firmalara rastlamamız mümkün. Sektörde bulunan örneklerini beraber inceleyecek olursak, 2016 yılında, Maarten van Beek, ING Hollanda’nın yeni İK Yöneticisi olarak görev yapmaya başladı. Göreve başladıktan sonra şirketin geleneksel banka modeli dışında daha çok teknoloji firması olarak çalıştığının farkına vardı. Agile dönüşümün gerekliliğini iyi bir şekilde anlayan bankada İK, Agile organizasyonu kapsamında yeni bir yapı oluşturmaya ve yeni roller atamaya karar verdi. “Product Owners, Agile Coaches, Chapter Leads” gibi roller görevlendirilmekle beraber, var olan rolleri de tekrar düzenlediler. Bu süreçte, İK liderleri de çeşitli workshop ve eğitimlere katıldılar. Sonuç olarak, İK’nın daha etkili ve tutarlı bir şekilde çalışmasını sağlayıp bankanın amaç ve stratejisine daha kısa sürede ve rahat ulaşmasını sağladılar. ING Hollanda’nın yanısıra, Accor Hotels, Atlassian gibi şirketler de İK Agile dönüşümüne önem veren firmalar arasında yer alıyor. Çeşitli şirketlerdeki Agile dönüşümleri incelediğimizde hemen hemen bütün şirketlerin olumlu dönüşler aldığını ve dönüşümlerin nasıl bir öneme sahip olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz.
sHR. olarak Agile dönüşümümüzü başlatmadan önce çeşitli araştırmalar yaparak ve profesyonel kişilerden eğitimler alarak bizim için önemli olan konuları belirleyip yol haritamızı çıkardıktan sonra Agile’ı kendi içimizde uygulamaya başladık. Aldığımız eğitimi vurgulamak adına: http://shr-consulting.com/shr-was-at-agile-hr-training/. Bu noktada, en önemli konulardan bir tanesi ihtiyaçlarımıza en iyi yanıtları verecek değişimleri yapmaktı. Peki nasıl bir çerçeve istiyorduk? Yazılım ile iç içe olan bir İK danışmanlık firması olarak, anlık değişimlere hızlı yanıt verebileceğimiz, süregelen işlerimizi iyi bir şekilde takip edip gözden kaçan hiçbir konunun olmamasını istediğimiz bir model arayışımız bizim için en doğru olanıydı.
Nasıl uyguluyoruz? Farklı sektörlerde yer alan ve farklı ihtiyaçlara göre yazılım geliştiren müşterilerimizin ihtiyaçlarını iyi bir şekilde analiz edip hangi pozisyonda aciliyetin olup olmadığını Kanban Board’umuzda rahatlıkla görebiliyoruz. Yine, müşterilerimizdeki ani ihtiyaç değişikliklerini de kolay bir şekilde analiz edebiliyor ve bu değişimlere kolay bir şekilde adapte olup odağımızı zorlanmadan ve hızlı bir şekilde değiştirebiliyoruz. Tüm bunları, haftada iki kez yaptığımız stand-up’larda takip ediyoruz. Pozisyonlarımız dışında, sHR projelerini ve diğer işlerimizi de daha iyi organize etmek adına toplantılarımızın süresini yaklaşık 30 dakika olarak belirledik. sHR projelerimizi hayata geçirirken iyi bir planlama yapabilmek adına “Acceptance Criteria, Estimation, Product Backlog, Sprint, Release” gibi birçok kavramı hayatımıza soktuk. Bu durum, hem ürünlerimizin kalitesini hem de verimli çalışma seviyemizi önemli ölçüde olumlu etkiledi. Ayrıca, adaylarımızın hangi aşamada yer aldığını, nasıl yönlendirmemiz gerektiğini ve pozisyon özelinde süreci olumsuz sonuçlanan adaylar hakkında geribesleme alarak eksiklerimizi analiz etmemizi kolaylaştırma konularında da var olan kaliteli çalışmamızın üstüne koymaya başladık. Kişisel görevlerimizde “deadline”ları atadıktan sonra işlerimizi zamanında bitirip iş verimimizi de en üst noktaya çıkarmamız Agile’ı uygulamanın bir diğer yararı olarak karşımıza çıkıyor. Agile’ı, kısa zamanda mükemmel olarak uygulanabilecek bir yaklaşım olarak görmüyoruz. Neleri doğru ya da yanlış yaptığımızı Agile’ı uygulamaya devam ederken göreceğiz ve zamanla aldığımız verimi de en üst düzeye çıkarabileceğiz.
Sektör ve departman fark etmeksizin teknoloji hayatımızın her alanına girmiş bulunuyor. Bu dönüşümde her firmanın kendisini güncellemesi de kaçınılmaz bir durum olarak görülüyor. Bu noktada, özellikle yazılımın içinden gelen bir firma olarak iş verimimizi arttırmak, kendimizi güncel tutabilmek ve yazılım bilgimizi her yönüyle geliştirmek amacıyla Agile’ı uygulamaya devam edeceğiz.