sHR’da İlk Zamanlar: Kültür ve Çalışma Ortamı | First Months at sHR: Culture and Working Environment
sHR Note: This article is about our Talent Miner Ulaş’s experiences of sHR’s culture and working environment in his first couple of months. To make the statements clear in its own emotions and emphasis, the post is written in Turkish.
sHR Notu: Bu yazı Yetenek Madencimiz Ulaş’ın sHR’da çalışmaya başladığı ilk aylarında deneyimlediği kültür ve çalışma ortamı hakkındadır. Yazı, duygu ve düşünceleri daha iyi ifade edebilmek için Türkçe yazılmıştır.
Belki daha önce sHR ile görüşme gerçekleştirdin, belki uzaktan takip ediyorsun ve gelecekte gerçekleştirmeyi düşünüyorsun veya belki de sHR köprüsünden geçerek o çok istediği kariyer fırsatını elde edenlerdensin. Peki hiç sHR’da nasıl bir çalışma hayatı var merak ettin mi?
sHR’da ikinci ayımı ve oryantasyon programımı tamamlayıp, bu süreç boyunca neler olup bittiğine dair değerlendirmemizi yaparken, kurucumuz ve yetenek madencimiz Ebru Meriç Akgül “Kariyerine yeni başlamışken sHR’da çalışıyor olmak nasıl bir his?” sorusunu bana yöneltti. Diğer yetenek madencimiz Özlem Yürekli de hem bu iki aylık süreçte hem de sonrası için beni hep üretken olmam için teşvik edince oturup bu soru üzerine bir yazı yazmaya karar verdim. Hazırsanız başlıyorum.
sHR’ın kaliteli bir vizyona ve kültüre sahip olduğunu daha ilk işe alım görüşmelerimde anlamıştım. Çalışmaya başlayıp bu vizyona ve kültüre şahitlik ettiğimde de tahminlerimin şaşmadığını gördüm. Sanıyorum çoğumuz start-up kültürüne sahip, rahat, samimi ve buna ek olarak kurumsal bir sistem ile işleyen bir yerde çalışmayı hayal ederiz. sHR’ın kültürüne dair tahminlerim ne kadar tutsa ve beni şaşırtmasa da bu hayal ettiğim kültürün gerçekten yaşanıyor olmasına şahitlik etmek beni mutlu etmişti.
sHR’da tatmin edici bir şekilde disiplinli bir çalışma ortamı var. Temellerini Alman kültüründen alan bu disiplinli çalışma ortamı, gün içerisinde birçok insanla iletişim halinde olup çok çeşitli işler yapmamıza karşın işimizi işte bitirmemizi ve işten çıkıp özel hayatımıza gittiğimizde sakin ve huzurlu olabilmemizi sağlıyor. Bu sakinlik ve huzur da ertesi güne işimize dinlenmiş bir şekilde başlamamızı sağlıyor. sHR’da çalışmaya başladığım ilk zamanlarda, içinde bulunduğum diğer çalışma ortamlarıyla karşılaştırdığım için biraz garip gelen bu “işte yoğun tempoda çalışma” biçimine kısa sürede alışabildim. Bu disiplin sayesinde kısa sürede birçok işi yapabiliyor olduğumu fark etmek de beni mutlu etti.
sHR denildiğinde akla ilk gelen şeylerden birisi Yetenek Madenciliği® oluyor. Girdiğim günden bu yana “insanı temele koyarak” oluşturulan bu yaklaşımımızın prensiplerini öğrenmek, işe alım süreçlerimizde ve içimizdeki kültürde de bunu uygulamak, insanı gerçekten dinleme ve anlama çabamız, kişi için doğru zamanda en doğru pozisyonu bulma arzumuz, uzun soluklu ve güvene dayalı kurduğumuz bağlar her gün bana hem kendimize, hem el ele yürüdüğümüz adaylarımıza hem de müşterilerimize değerli katkılar sağladığımızı gösteriyor.
Yazının başında değindiğim oryantasyon programından da bahsetmeden geçemeyeceğim. İki ay boyunca Ebru Meriç Akgül, Özlem Yürekli ve Aygen Koçak tarafından çeşitli eğitimler aldım. Konu başlıklarının hepsine değinmek istemiyorum ama aşağıdaki görselden anlayabileceğiniz üzere çeşitli konularda yeni şeyler öğrendim ve eski bilgilerimi tazeledim.
Oryantasyon programımız kapsamında sHR. olarak “Bilişimde İşe Alım”ın masa başı işi olmadığı, bizim sahada çalıştığımız çokça vurgulanmıştı. Ben de bu iki aylık sürecimde bunu deneyimleme fırsatı yakaladım. Her şey Software Craftsmanship Turkey tarafından SONY’nin ev sahipliğinde düzenlenen GDCR18 etkinliği ile başladı. Birçok farklı şirketten bir araya gelen yazılımcılar burada, TDD ve pair programming ile kod yazma seansları gerçekleştirdiler. Yine kendi deneyimimden yola çıkarak, üniversiteler ile işbirliğine verdiğimiz öneme örnek olarak da, ilk olarak Koç Üniversitesi’nde daha sonra TPÖÇG işbirliği ile Bilgi Üniversitesi’nde farklı okuldan birçok öğrenciye yaptığımız “Bilişim Sektöründe İşe Alım” seminerlerimizi sayabilirim. Bir keresinde de bizim işimizin özünde insan olduğunun bilinciyle yola çıkıp psikolojiye dair bir etkinliğe gidelim deyip Yeni Psikoloji’nin MIND-BRAIN-GENE etkinliğine gitmiştik. Eğer okuyorlarsa onlara da buradan tekrar teşekkür ediyorum.
Yıllardır içinde bulunduğum ve derinlemesine öğrenmeyi hayal ettiğim, ama tek başıma “güçlü bir neden” bulamadığım yazılım dünyasına, destek alarak giriş yapmak beni mutlu ediyor. Buradan yine ayrıca hepsi için teşekkür ederim.
Sonuç olarak, sHR’da çalışmaktan çok mutluyum. Üçüncü ayımın son günlerinde bu yazıyı tamamlarken çoktan birkaç aday ile birlikte kariyer yolculuklarında yürümeye başladım bile. Daha fazlası için de heyecanla çalışacağım.